Birleşik Kamu-İş’ten kriz raporu

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun kamu çalışanlarının ülkedeki ekonomik kriz koşullarındaki güncel deneyimleri ve sorunlarının yer aldığı Kriz ve Kamu Çalışanları Raporu, bugün Ankara’da düzenlenen toplantıda Federasyon Genel Sekreteri Özgür Aras tarafından açıklandı. Rapor, 1644 kamu çalışanı ile 1-19 Eylül günleri arasında yapılan anket sonuçlarına göre oluşturuldu. Araştırmaya katılan kamu çalışanlarının yüzde 56,7’sini kadın, yüzde 43,3’ünü ise erkekler oluşturdu. Raporda, anket sonuçlarıyla ilgili şu saptamalara yer verildi:

“AYLIK DÜZENLİ İŞ GELİRİ 15 BİN TL’NİN ÜZERİNDE OLAN KAMU ÇALIŞANLARININ ORANI YALNIZCA 4,2’DİR”

“Kamu çalışanlarının büyük bir çoğunluğunun aylık düzenli iş gelirinin (yüzde 64,6) 9 bin -12 bin TL arasında yer aldığını göstermektedir. Bunu yüzde 22,3 ile aylık düzenli iş geliri 12 bin -15 bin TL arasında olanlar izlemektedir. Aylık düzenli iş geliri 15 bin TL’nin üzerinde olan kamu çalışanlarının oranı yalnızca 4,2’dir.

Birleşik Kamu-İş tarafından 2022 yılının eylül ayında yayınlanan Yoksulluk Araştırması’na göre 4 kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken aylık gıda ve gıda dışı harcamaların toplam tutarı 22 bin 377 TL’dir. Buna göre;

Alan araştırmasına katılan kamu çalışanlarının 904’ü, bir başka ifadeyle yüzde 55’i 4 kişilik aile koşulunu sağlamaktadır. 904 kişilik grup içerisinde aylık düzenli hane geliri, Birleşik Kamu-İş tarafından belirlenen tutarın altında olanların sayısı 648’dir. Bu sonuçlar, 4 kişilik aile koşulunu sağlayan katılımcıların yüzde 71,7’sinin aylık düzenli hane gelirinin yoksulluk sınırının altında kaldığını göstermektedir.

“KAMU ÇALIŞANLARININ YÜZDE 81’İ GÜNDELİK YAŞAMIN DEVAMI İÇİN BORÇLANMAK DURUMUNDA KALMAKTADIR”

Kamu çalışanlarının yüzde 81’i gündelik yaşamın devamı için borçlanmak durumunda kalmaktadır. Borçlanma konusunda dikkat çeken bazı diğer sonuçlar şöyledir:

Katılımcıların yüzde 85’i kredi kullanıcısıdır. Öne çıkan borçlanma seçeneği yüzde 72,3 ile ihtiyaç kredisidir. Bunun ardından yüzde 41,7 ile aylık kullanım dışında kredi kartı borcu gelmektedir. Kamu çalışanlarının yalnızca yüzde 38,8’i konut kredisi kullanıcısı durumundadır.

Araştırma sonuçları, kamu çalışanlarının yüzde 64’ünün ekonomik kriz nedeniyle yeni borçlanma kanallarını kullanmak zorunda kaldıklarını göstermektedir. Bu konuda en çok başvurulan seçenekler ihtiyaç kredisi (yüzde 55,7) ve kredi kartıdır (yüzde 51,8). Ayrıca şahıslara borçlanma (yüzde 51,8) için kaydedilen oran da dikkat çekicidir.

“KATILIMCILARIN YÜZDE 35,7’Sİ KRİZ NEDENİYLE AİLESİNDEN DESTEK ALIRKEN YÜZDE 28,3’Ü İSE AİLE BİREYLERİNDEN İŞSİZ KALANLARA DESTEK OLMAKTADIR”

Kriz, kamu çalışanlarının yüzde 97’sinin harcamalarında kısıntıya gitmelerine neden olmuştur. En fazla kesinti yapılan harcamalarda temel gıda maddeleri başı çekerken temel temizlik maddeleri ile elektrik, doğalgaz vb. harcamalar bunu izlemektedir. Sonuçlar, kamu çalışanlarının yarısından fazlasının sağlık ve eğitim harcamalarında kısıntıya gitmek zorunda kaldıklarını da ortaya koymaktadır.

Yüzde 27,7’lik bir kesim ekonomik kriz koşullarında ek iş yapmaya başlamıştır. Katılımcıların yüzde 35,7’si kriz nedeniyle ailesinden destek alırken yüzde 28,3’ü ise aile bireylerinden işsiz kalanlara destek olmaktadır. Kriz, kamu çalışanlarının yüzde 10,2’sinin arabasını satması sonucunu doğurmuştur.

“KAMU ÇALIŞANLARININ YÜZDE 40,7’SİNİN İSE AİLE BİREYLERİYLE İLETİŞİMLERİNİN BOZULDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR”

Araştırma kapsamında krizin sosyal ve psikolojik boyutları; sosyal faaliyetlerde azalma, aile içi iletişim, kendine ve insanlara güven, yurtdışına gitme düşünceleri ve sağlık sorunları bakımından incelenmiştir.

Kriz, kamu çalışanlarının yüzde 97,1’inin sosyal faaliyetlerini azalmıştır. Bunun yanı sıra kamu çalışanlarının yüzde 87,5’i kriz nedeniyle tatile gidememektedir. Bunlara ek olarak kriz, kamu çalışanlarının aile içi ilişkilerinde bozulmaya neden olmaktadır: Katılımcıların yüzde 62,3’ü kriz nedeniyle aileleriyle yeteri kadar ilgilenemediklerini belirtmişlerdir. Sonuçlar, kamu çalışanlarının yüzde 39,6’sının aile bireylerine karşı öfkeli bir tutum içinde olduklarını, yüzde 40,7’sinin ise aile bireyleriyle iletişimlerinin bozulduğunu göstermektedir. Kriz nedeniyle bir ebeveyn olarak görevini yerine getiremediğini düşünenlerin oranı yüzde 49,8’dir.”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, rapora ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“AÇLIK SINIRININ 7 BİN 666 LİRA OLDUĞU ORTAMDA BU MAAŞLA GEÇİNEBİLMEK MÜMKÜN MÜDÜR?”

“Yoksulluk araştırmalarını açıkladık. Rakamlar çok ciddi, asgari ücret 5 bin 500 lira olarak açıklandı ama açlık sınırına bakıldığı zaman 7 bin 660 lira, neredeyse en düşük memur maaşıyla eşit düzeyde. Memurların genel gelirlerine bakıldığı zaman ortalama 9 bin lira- 11 bin lira arasında sıkışmış durumda. Bunun yanında PTT’de, BAĞKUR’da, tapuda, büroda, vergi dairelerinde çalışan memurların maaşlarına bakıldığı zaman da ortalama 9 bin lira civarında olduğunu görüyoruz. Peki açlık sınırının 7 bin 666 lira olduğu ortamda bu maaşla geçinebilmek mümkün müdür? Mümkün değil, ayakta kalmamız mümkün değil.

“İKİ KİŞİLİK BİR EVE 22 BİN LİRANIN GİRDİĞİ ÇOK NADİR”

Yoksulluk sınırı yani beslenme dışında diğer sosyal ihtiyaçları 22 bin 377 lira. Rahatlıkla söyleyebiliriz belli kamu çalışanları hariç, yani yönetici düzeyinde olan uzman tıp doktoru, müdür, genel müdür, daire başkanları olanların haricinde eşiyle birlikte neredeyse bu maaşı alan memur yok. İki kişilik bir eve 22 bin liranın girdiği çok nadir, birçok kamu çalışanı eşiyle birlikte kazandığı para 22 bin liranın altında bir rakam. Ocak ayında hükümetin planladığı zamda Cumhurbaşkanı da onu ağzından kaçırmadı ama bilerek sufle verdi, dedi ki ‘Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz, ocak ayında onlara enflasyonun üzerinde zam yapacağız’; evet yüzde 70 zam yapabilirler, belki yüzde 100 zam yapabilirler, belki maaşlarımızda iyileştirme yapabilirler. Ortalama 10 bin lira alan bir kamu çalışanının maaşına yüzde 100 zam yapıldığı zaman halkın gözünde çok önemli bir değişim yaşandı imajını yaratırsınız. 10 bin lira maaş alan kamu çalışanının maaşı 20 bin lira olur, yoksulluk sınırına baktığınız zaman daha yoksulluk sınırını yakalayamamış oluyor.

“TÜRKİYE’DE BUGÜNE KADAR YABANCILARA SATILAN KONUT SAYISI 305 BİN 458”

Yeni işe başlayan bir kamu çalışanının maaşı ortalama 9 bin lira civarında, peki ortalama konut kira fiyatları Ankara içinde düşünülecek olursa, Ankara’nın en kenar semtlerinde bile 7 bin lira 8 bin liranın altında kira fiyatı yok. Yaşanabilir 2 artı 1 evden bahsediyorum. Merkeze geldiğiniz zaman Kızılay ve bu çevreye geldiğiniz zaman 1 artı 1 evlerin rakamı bu fiyatlarda. Ortalama maaşı 9 bin lira olan bir gencin, kira fiyatlarını kirasını karşılayabilmesi mümkün müdür? Mümkün değildir. Şöyle genel olarak bakalım. Türkiye’de konut fiyatlarına bakacak olursak; konut fiyatları neden bu kadar pahalı, neden bu kadar artıyor da bunu engelleme şansımız yok? Türkiye’de son 1 yılda ilginç bir olay yaşanıyor. Türkiye’de bugüne kadar yabancılara satılan konut sayısı 305 bin 458; 2022 yılında yabancılara satılan konut sayısı 51 bin 802. Bu konutlar kimlere satılmış? Türkiye’de konut alan ilk on ülke: Birinci sırada Irak, İran, Rusya, Almanya, Kuveyt, İngiltere, Suudi Arabistan, Afganistan, Azerbaycan ve son olarak Ürdün. En çok konutun satıldığı illere bakacak olursak İstanbul, Antalya, Bursa.” 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

MARMARİS PARMAĞINIZIN UCUNDA

Minikler okul öncesi eğitime dikkat çekti

Demre Haberleri: Minikler okul öncesi eğitime dikkat çekti