İnstagram hesabında yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken Selviye İnci büyük beğeni topladı. Çok kısa bir zaman diliminde yaptığı paylaşımlar ve sempatik tavırlarıyla geniş bir hayran kitlesine sahip olan Selviye İnci’nin takipçi sayısı günden güne artmaya devam ediyor.
Selviye İnci kimdir? kaç yaşında? aslen nereli? Bugün ki yazımızda siz değerli okuyucularımız için Selviye İnci ile röportaj yaptık. Kendisine bizi geri çevirmediği için teşekkür ederiz. Biz sorduk o cevapladı. Çok özel detaylarla Selviye İnciyi tanıyalım.
“Ben ortaokuldan mezun olduğumda ablam evlenmişti hemen o sene daha bitmeden abim askere gitti. Aynı dönem babam emekli oldu o zamanlar süper emeklilik vardı 40 yaşındaydı babam emekli olduğunda. Abim de askere gidince maddi imkansızlıklardan dolayı eğitimime devam edemedim. Aileme yüklenmek istemedim çünkü gitmek istediğim lise için yol parası ve geri kalan masraflar sıkıntıydı bende diretmedim. Durumlar biraz düzelmeye başlayınca dışarıdan modelist ve stilistlik eğitimi aldım çok fazla ilgim vardı bu konuya . Ama yine maddi imkansızlıklardan dolayı bıraktım. Aileme destek olmaya çalıştım.
Aslında evlendikten sonra kendime eğitim konusunda daha fazla faydam dokundu. Evet genç evlenmiştim erken anne olmuştum ama ben hiç bırakmadım iki yıl kadar özel bir yerde satış ve pazarlama eğitimi aldım. Kişisel gelişim kitapları çok hoşuma gittiği için eğitimlerine katıldım. Bilal küçük oğlum 2.5 yaşındayken açıktan liseyi bitirmek için başvurdum. Sınava katılacağım günün gecesi Bilal rahatsızlanınca sınavı da kaçırdım. Hep aileme öncelik tanıdım.
“Hobilerime gelecek olursam yani çok fazla yaptığım bir şey yok hani bu benim hobim diyebileceğim pek bir şey yok aslında kitap okumak dışında. Sadece kitap değil okumayı çok seviyorum her şeyi makale kitap vesaire onun dışında dışarıda sosyal hayata pek karışan bir insan değilim. Yani sosyal medyada her ne kadar çok baskın bir karakterim var gibi gözükse de kalabalıklar içinde olmayı sevmiyorum. Yani kendi adıma kendi hobim diyebileceğim sadece bu var yaptım başka bir şeyim yok kahvem var ya o kadar kahveyle geçirdiğim vakitler.”
“Böyle bildiğin bir fobim yok fakat tikim var o daha ilginç bence bunu da hiç kimse bilmez. Çoğu insan bilmez ailem dışında. Mesela düğmeli olan hiçbir giysiyi giymem. Plastik düğmeden direkt istifra ederim böyle bir tikim var. Düğmeli şeyleri çocuklarıma da giydirmem kendimde giymem ama fobi olarak derseniz öyle bilindik hani çok aklımda olan bir fobim yok.”
“Aşk hayatına gelince bu çok böyle güncel bir konu değil benim için ben 16 yıllık evliyim. Biri 16 yaşında diğeri 13 yaşında iki tane oğlum var . Eşim Yunus’la 2004 yılında evlendik yedi aylık bir nişanlılık sürecimiz oldu. Birbirimizi tanıma sürecinden sonra da 2004 yılında evlendik. Ben 20 yaşındaydım evlendiğim hafta 21 yaşıma girdim. 2005 yılında da büyük oğlumu kucağıma aldım Bekir’i o yüzden Bekir’in yaşı evliliğim ile aynıdır hemen hemen. Hemen üç buçuk yıl sonra da Bilal dünyaya geldi.
Evet o zamanlar art arda iki çocuk annesi olmak yaşımın genç olması itibariyle zordu. Gerçekten çok zorlandım 9 yıl kadar tamamen dışarıdan kendimi izole ettim tamamen evde arkadaş çevremden geçtim ailemle daha az görüştüm. Çocuklarımın büyüme evresi vesaire 2’si arka arkaya oldu ve çok hareketliydiler ama bugün genç anne olmanın meyvelerini yiyorum.”
“Yani birçok insana göre duyduğu zaman aaa ne kadar yaşın küçükmüş işte veya görücü usulü mü evlendin falan yok ben hiçbir zaman görücü usulü evlenmenin dezavantajlarını yaşamadım. Bunların hepsi benim kendi tercihimdi zaten yani erken anne olmanın ve erken yaşta evlenmenin veya aileler aracılığıyla biriyle tanışıp evlenmenin çok şükür hiçbir zaman dezavantajını yaşamadım. Çok şükür aynı frekanslarda olduğum bir insanla evlendim.”
“Bu sayfayı açmaya karar verdiğimde bu video serüveni aklımda yoktu açıkçası. Yani babaanne mirası yemeklerle başladım. Unutulmuş tariflerle hani eski ölçüleri bilinmeyen nasıl yapıldığı konusunda yaşlılarımızın bildiği büyüklerden gençlere ulaşmamış ya da şive nedeniyle gençler bunların ölçülerini anlayamamış vesaire bu anlamda çok dikkat çekmeyi ilk etapta da başardım zaten. Fakat akabinde birden bile böyle yaşadığımız kültürün mizahı geldi aklıma çünkü biz zaten evde biz Rumeli aileleri başlı başınca bir mizahsız birçoğumuz babaanne ve dedeli evde büyüdüğümüz için işte bu oradaki kullandığım lehçede zaten tamamı babaannemin memleketten sürekli gelip giden babamın kuzenlerinin büyüdüğüm ortamın lehçesi.
Yani rotamızı mizaha çevirmek çok zor olmadı çok güzel oldu çok da mutluyum böyle yaptığım için tamamen sayfanın konsepti değişti. Bu sefer artık unutulan kültürdeki işte unutulan lehçe unutulan adetler örf adetler yaşlılarımızın günümüze bakış açısı Rumeli yaşlılarının bunlar bayağı dikkat çekti. YouTube’da yeni yeni aktif olmayı düşünüyorum orada da baktım ilgi bir hareketi var. YouTube’da yeni yeni çekimlerine başlayacağım inşallah.”
“Açıkçası Instagram’da o kadar büyük bir kitle hedeflemedim kendime yani belliydi yaptığım iş anlamazlar diye düşünmüştüm. Bizimkiler anlar bizim kendi kökenimiz den olan insanlar, aynı kültürü bilen insanlar anlar diye düşündüğüm için çok fazla bir beklentim yoktu. Ama baktım mizahın dili yok gerçekten ya da mizahın bir şivesi yok. O enerjiyi mi aldı insanlar artık Rumeli’yi mi sevdiklerinden bilmiyorum ama çok güzel yerlere geldik. Sayfada Bayburtlusu’da var Karadenizlisi’de var Urfalısı da var Batmanlı da var yani o kadar hoşuma gidiyor ki aslında bizim kültürden olmadığı halde beni takip eden beni seven ve bu lehçeyi anlamaya çalışan insanlar olduğunda ben çok daha fazla mutlu oluyorum.”
“Fenomenlik tabirini çok fazla sevmiyorum. Çok büyük bir iş olarak görmüyorum yaptığım işi hani böyle fenomenlik denince çok fazla abartmış gibi geliyor. Fakat evet hayatım daha da kalabalıklaştı. Beni tanıyanlar ile birlikte benim de tanıdıklarım çoğaldı. Normal şartlarda önceki hayatımda o kadar çok kalabalıklara giren o kadar çok hayatına insan alan biri değildim bu anlamda tabi ki hayatımda farklılıklar oldu. Bir de iyi yada kötü eleştiriye açık bir kadın değildim açıkçası ama bu sosyal medya ortamı gerçekten kısa sürede insanı eleştirilmeye linçlenmeye yada sevgiye bunların birçoğunu alıştırıyormuş.”
“Kazanç kısmına gelince biliyorsunuz sosyal medyada reklam anlaşmaları ile genelde oluyor bu tarz geri dönüşümler ama ben çok fazla reklam almayan biri olduğum için bu konuda bir şey diyemiyorum. Reklam alıp yayınlayarak çok fazla bu sayfanın konseptini bozmak istemiyorum. Sayfama çok nadirdir reklamı aldığım aslında bu reklam konusunda sayfamda çok fazla yer kaplanmasını istemiyorum da denebilir. Eğer odaklanırsan ,yaparsan bu reklam işini gerçekten sosyal medya kazandırıyor.”
İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz Özüm Sabay hakkında ki tüm detayları ve sıkça sorulan soruları derlediğimiz diğer yazımıza göz attınız mı?
Yorumlar
Loading…