Fazla Çay ve Kahve Tüketiminin Zararları

Çay ve kahve hayatımızın olmazsa olmazlarındandır. Bazı kişiler çaya, bazıları da kahveye çok düşkündür. Gelin fazla çay ve kahve tüketiminin zararlarını ele alalım. Özellikle soğuk havalarda çok tüketilmektedir.

En çok tüketilen yaşam kaynağı içeceğimiz sudur. Ondan sonra en çok tüketilen içecekler çaydır. Çay çok eski zamanlardan beri tüketilmektedir. İlk olarak Çin ve Japonya’da uyumak istemeyen, uyanık kalmak isteyenler meditasyon amaçlı tüketmişlerdir. Sonrasında da kafein içeriğinden dolayı uyanıklık süresini arttırdığı için öğrenciler ve rahipler arasında popülerlik kazanmış sonralarında tüm dünya duymuştur. Ve çay tüketmeye başlamıştır.

Kahveye göz atacak olursa, kahvenin kökeni ise bilindiği gibi Etiyopya’dır. Bir söylentiye göre bir çoban keçilerine kahve çekirdeklerinden verince, keçilerinin daha hareketli olduğu fark eder. Bu olaydan sonra manastırlarda rahipler uyanık kalabilmek için kahve içmeye başlarlar.

Kahve ve çay zaman içinde Arap yarımadasına yayılmıştır. Uzun bir süre Doğu ülkelerinde kalsa da 17. Yüzyılda Avrupa’ya da gelmiştir.

Bazı kaynaklar çay ve kahvenin çok faydalı olduğunu söylerken, bazı kaynaklara göre de zararı da çoktur.

Harvard Halk Sağlığı Okulu kahvenin zararlı etkilerini ele alan bir araştırma yapmıştır. Araştırma sonucuna göre kahvenin sağlık üzerine olumsuz bir etkisi bulunamamıştır. Hatta günde 6 fincan ve üstü kahve tüketiminin ölmeye neden olmadığını tespit etmiştir. Aynı zamanda uzun yaşamaya da katkısı yoktur. Kısacası kahve tiryakisi iseniz telaşlanmanıza gerek yok.

Çay tüketimi için durum farklıdır. Gelin birlikte çayın faydalarını ele alalım.

Birçok çay çeşidi vardır. Hepsi de “Camellia sinensis” adlı bitkinin yaprağından elde edilmektedir. Ancak hasattan sonra çayın kurutulması sırasında oksidize olur. Bu esnada oksidasyon kimyasal maddelerin parçalanmasına yol açar. Böylece yapraklarda görülen oksidasyon miktarına göre çay, siyah, yeşil ve beyaz olarak ayrılır.

En sağlıklı çay türlerinden birisi yeşil çaydır. Yeşil çayda polifenoller yoğundur. Polifenol içeriği yüksek olan çaylar, daha çok sıcak olarak demlenip içilir. Yeşil çayda bulunan polifenoller, siyah çaydaki theflavinler ve thearubiginler DNA’yı hasarlardan koruyan serbest radikaller içermektedir.

Gün içinde çok fazla çay, kahve içerek fazla kafein alan kişilerde anksiyete, taşikardi, çarpıntı, uykusuzluk, huzursuzluk ve bulantı gibi olumsuz sonuçlar görülebilir. Yüksek miktarda filtre edilmemiş kahve, yüksek kötü kolesterol, LDL ile ilişkili bulunmuştur.

Yapılan araştırmalara göre her şey tadında kalmalıdır. Günlük çay ve kahve miktarında ölçünün kaçırılmaması çok önemlidir. Eğer bilinen bir kalp damar hastalığınız yoksa çay ve kahveyi tüketmeye devam edebilirsiniz.

Aslında bir açıdan birçok faydası da olsa kahvenin de bazı kişiler tarafından dikkatli tüketilmesi gerekir. Özellikle kalp ve tansiyon hastaları için çarpıntıya ve kan basıncın da yükselmeye neden olabilir. Bu nedenle kafeinsiz kahveye yönelirseniz, kafeinsiz kahvenin de romatoid artrit olarak bilinen iltihaplı romatizmaya yol açtığı iddia edilmektedir.

Her şeyi kararında tüketmek gerekir. Fazla çay ve kahve tüketiminin sağlığa bazı zararları bulunmaktadır. Fazla Çay ve Kahve Tüketimi konusunun yanında unutulmaması gereken en önemli nokta ise şekersiz beslenmenin faydalarıdır. Şekeri mutlaka hayatınızdan çıkartın.

Yüksek miktarda kafein tüketiminin sinir sistemi üzerindeki uyarıcı etkisi vardır. Bu özelliğinden dolayı kan basıncını yükseltebilir. Kan basıncı yükselince de zaman içinde arterlere zarar verebilir ve kanın kalbe ve beyne akışını kısıtlayabilir. Bu da kalp krizi ve felç gibi hayati sorunlara neden olabilir. Ve özellikle fazla kafein tüketmeyen, vücudu alışık olmayan ve yüksek tansiyonu olan kişilerde bu etki nedeniyle kafeinin dozajına dikkat etmek çok önemlidir.

Kafeinin uykuyu açmasının nedeni yorgunluğa neden olan bir beyin kimyasalı olan adenozinin etkilerini yok etmesidir. Ve enerjik olmanız içinde vücudun adrenalin hormonu salgılamasını tetikler. Çok fazla tüketildiğinde bu etkiler daha belirgin hale gelebilir ve bu da anksiyete ve sinirliliğe yol açabilir.

Fazla çay ve kahve tüketiminin etkilerinden dolayı, kişiler daha çok uyanık kalmak için tercih ederler. Ancak yapılan araştırmaya göre yüksek miktarda kafeinin uykuya dalma süresini artırdığını göstermektedir. Kafeinin etkilerinin geçmesi birkaç saat sürebilir. Özellikle akşam saatlerinde tüketilen kafein uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Yapılan araştırmalara göre, kafeinin vücutta kalması süresi ortalama 5 saattir. Ancak kişiye bağlı olarak kafeinin vücutta kalma süresi 1,5 saat ile 9 saat arasında değişebilir.

Kafein besinlerin sindiriminden etkilidir. Besinleri sindirim sistemi boyunca hareket ettiren kasılmalar olan peristalsisi artırarak bağırsak hareketlerini uyarır. Bu özelliğinden dolayı fazla miktarda kafein alımı ishale neden olabilir. Bunun yanında kafeinli içecekler; mide içeriğinin boğaza gitmesini engelleyen kasların gevşemesine neden olur bu nedenle fazla miktarda tüketimi gastroözofageal reflü hastalığının belirtilerini arttırabilir.

Kafein içeren besinlerin fazla tüketimi bazı beyin kimyasallarını tetikleyebilir. Bunun sonucunda uzun zaman fazla miktarda kafein tüketildiğinde bırakılınca yoksunluk belirtilerine neden olabilir. 2012 senesinde yapılan bir araştırmada her gün kafein tüketen 213 kafein tüketicisine 16 saat kafein tüketimine ara vermeleri sonrasında bir anket doldurulmuştur. Her gün kafein tüketenlerin her gün tüketmeyenlere göre baş ağrısı, yorgunluk ve diğer yoksunluk belirtilerinde daha fazla artış yaşadığı bulunmuştur.

Günlük tüketilmesi tavsiye edilen kafein miktarı sağlıklı yetişkinler için 400 mg; ergenlik döneminde 300 mg; çocuklar için kilogram başına 2,5 mg; gebelik ve emzirme döneminde ise 200 mg’dır.

Günlük tüketebileceğiniz çay ve kahve miktarını hesaplarken çikolata (30 g= 60 mg kafein), kola (330 ml= 45 mg) gibi besinlerde de kafein bulunduğunu göz ardı etmeyin.

Çok fazla kafein içeren içecek ve besinler tüketen kişiler kafeinin uyarıcı etkilerinden dolayı kalp atışınızın hızlanmasına neden olabilir. Bazı bireylerde çok düşük dozlarda kafein alımı bile çarpıntıya neden olabilir, bazı kişilerde de kahve daha yüksek dozlarda tüketilse bile kalp ritminde herhangi bir değişikliğe yol açmaz. Bundan dolayı kafeinli içecekleri içtikten sonra kalp atış hızınızda veya ritminizde herhangi bir değişiklik fark ederseniz, kafein alımınızı azaltın.

Instagram sayfamızda sizlere özel içeriklerimizi paylaşıyoruz, takipetmeyi unutmayın.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Kısmetse Olur Ozan Yakın Kimdir?

Kısmetse Olur Bilgehan Zeray Kimdir?