Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin ilk ve ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisidir. Dolayısıyla teröre karşı verilecek her türlü mücadeleyi amasız/fakatsız destekler. Bununla birlikte, tezkerede yer alan ve doğrudan doğruya milli egemenliğimize gölge düşürebilecek sakıncaları milletimizle paylaşmak da bizim görevimizdir.
Söz konusu tezkere, yabancı askerlerin Türkiye’de bulunmasının, daha net bir ifadeyle, yabancı asker postallarının kutsal vatan toprağımızı çiğnemesinin önünü açmaktadır. Saray İktidarına sormak isteriz: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ordusu yok mudur? Askerimiz, polisimiz, korucumuz ne için mücadele etmektedir? Söz konusu yabancı askerler kimlerdir ve ordumuzun veremediği hangi mücadeleyi verecektir? Türk Milleti, vatanını canından aziz bilir. Anadolu’nun her karış toprağında yurdumuzu korumak, milletimizi yüce tutmak için milyonlarca vatan evladı görev beklemektedir.
Bizzat Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından dile getirilen ve milletimizin hemen her kesimi tarafından desteklenen bu itiraz, müzakere dahi edilmeden gündemden düşürülmüştür. Bu telaşın sebebi nedir? Türk Milleti, vatanını tehlikede gördüğü her an elbette direnç gösterecektir. Ancak çekincemiz, ülkeyi yöneten Saray İktidarının bir kez daha “Allah da milletim de beni affetsin” diyecek duruma düşmesidir.
Aziz Milletimiz bilmelidir ki, Cumhuriyet Halk Partisi, “terörle mücadele” adı altında, yabancı askerlere vatanımızın kapılarını açan maddeye itiraz etmektedir. Altı ok’undan biri milliyetçilik olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin, ” yabancı silahlı kuvvetleri Türkiye’de bulunması” ifadesini kabul etmesi mümkün değildir. Çünkü yabancı asker demek, işgal demektir.
İşin dikkat çekici bir boyutu da sarayın iktidar ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi, yabancı askerlere Türk topraklarının kapısının açılmasına, Cumhuriyet Halk Partisi itiraz edene kadar sessiz kalmıştır. Ardından “Türkiye’ye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur, şayet olursa verilecek sadece bir canımız vardır” diye, hamasetten öteye gitmeyen bir açıklama yapılmıştır. Sizin için “meşru-gayrimeşru yabancı asker” ayrımı olabilir. Ama vatan toprağını namus bilen bizler için, böyle bir ayrım yoktur, olmayacaktır. Büyük Önder Atatürk’ün ifadesiyle, ” zaferleri ve geçmişi, insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber uygarlık nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu’ndan umudu kesip, yabancı askerlere bel bağlayan Saray ve Şürekasını, aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz.” İfadelerini kullandı.
Yorumlar
Loading…