İnsan çok boyutlu beslenme süreci içindedir. Biz bilim insanları beslenmenin altı boyutundan bahsederiz. Yani sadece yeme içme değildir beslenme hatta diğerleri yokken bunun da anlamı yoktur çoğu zaman. Bunlar Fiziksel Beslenme, Duygusal Beslenme, Sosyal Beslenme, Mental Beslenme, Manevi Beslenme ve Spiritüel beslenmedir.
Ekmek, yemek, su gibi yiyecekler ancak fiziki bedeni besler. Bunun adı Fiziksel Beslenmedir. Fiziki beden testi gibidir. İçini diğer beslenme biçimleriyle doldurmazsanız boş boş dolaşırsınız şu fani dünyada.
Duygusal beslenme tutkuyla bağlı olduğumuz olaylar, insanlar, mekanlar, ilişkiler, etkileşimler, müzik, resim gibi sanatın tüm boyutları dahil dünya ile iletişim kurma biçimidir. Özlemlerimizi, hasretlerimizi, yokluklarımızı dile getirme biçimimizdir. Şiirin, türkünün, şarkının, bestenin güftenin kendisidir. Bunun eksikliğini öyle kolay doldurulamaz. “Hasretinden prangalar eskittim” derken Ahmet Arif’in bu duygusal açlığı şiire, besteye, kemana, tubaya, yan flüte, teldeki titreşime, üflemekteki sıcaklığa, özlemedeki hasrete yansır.
Sosyal Beslenme, insanın insana ilişkisi ve iletişiminden ibarettir. İster aileden olsun ister sosyal çevreden ister tanımadığımız ama ayakta alkışladığımız ve yaşamda yolunda yürüdüğümüz kişilerden oluşsun etkileşimin karşılığıdır. İki veya daha fazla insanın türlü yan yana gelişi, buluşması ve etkileşmesi sosyal beslenmeyi tanımlar.
Mental Beslenme içinde zekanın olduğu her türlü etkileşimden oluşan, bize öğreten veya bizim öğrettiğimiz yolculuklar ve etkileşimlerdir. Okumak, gezmek, araştırmak, sormak, cevap almak gibi her türlü etkileşim bunun içindedir.
Manevi beslenme bireyin bu dünyadaki varoluşunun ve insanlığa hizmet için seçtiği yolda yürürken yaşadıkları ve yaşattıklarıdır. Elleri patlayana kadar bir çocuğun konserdeki solisti alkışlaması solistin o çocuğa yaşattığının karşılığıdır. Mozart’ın bestelerini seslendirmek, onları dinleyerek bireyin kendi hayatını anlamlandırması tam da budur.
Spritüel beslenme bireyin kendi geleceğini, dünyanın geleceğini, bu dünyada attığı ve atacağı her adımın evrendeki karşılığının adıdır. Bir çocuğun çığlığına müzikle, resimle, sanatla karşılık vermek onun acısını müziğe, tuvale, sahneye aktarmak spritüel beslenmenin kavramsal karşılığıdır.
İşte bu altı beslenme biçiminin fiziksel beslenme dışındaki tüm beslenme biçimini 25 yıldır Antalya’da yaşayan ve yaşatan Antalya Devlet Senfoni Orkestrasının 25. yıl planlı konserlerinden 29 Kasım 2024 konserinde Ünlü Şef Daniel Smith’in yönetiminde Sofiko Tchumburidze kemanıyla solist olarak sahnede yer alırken baş kemancı koltuğunda senfonimizin değerli kemancılarından Deniz Türeli vardı.
İki bölümden oluşan konserin ilk bölümünde Glazunov’un Keman Konçertosu La Minör, Op. 82, I. Moderato, II. Andante Sostenuto ve III. Allegro seslendirilirken, ikinci bölümde ADSO’nun orkestrası ile Brahms’ın 3 Nolu Senfonisinin I. Allegro Con Brio, II. Andante, III. Poco Allegretto ve IV. Allegro bölümleri seslendirildi.
Seyircinin dinmek bilmeyen alkışları içinde doyumsuz bir gecenin anılarını da ADSO yaşamış ve yaşatmış oldu.
TRT’nin de çekim yaptığı bu muhteşem konserin TRT arşivinde yer alacak olması ve TRT2’nin periyodik yayınlarında yayınlanacak olması beni ziyadesiyle mutlu etmiştir. TRT’ye teşekkürler.
ADSO’nun tüm çalışanları ve ADSO için çalışan herkes iyi ki varlar. İyi ki ısrarla ve canhıraş bir yoğunlukta Antalya’nın kültür ve sanat hayatına katkı sağlıyorlar. Yönetiminden, çalışanlarına, ışıkçısından, teknikte yer alan tüm ekibe sonsuz teşekkürlerimle ve minnetlerimle 29 Kasım 2024 akşamı konseri için teşekkür ediyor ve ayakta alkışlıyorum.
Yorumlar
Loading…