Antalyaspor, herkesin üzerinde titremesi, pamuklara sarar gibi koruyup kollaması gereken çok özel bir kulüp. Yıllardır tersi olsa da siyasete, kirli ilişkilere, çıkar çatışmalarına alet edilmemesi gereken bir takım Antalyaspor. Ya da öyle olması gerekirdi.
Acı ama gerçeğin öyle olmadığı ortaya çıktı, birileri birden dut yemiş bülbüle döndü. Kimileri sağır sultanı, kimileri üç maymunu, kimileri de çamur at izi kalsın anlayışını benimsedi. Bunları niçin mi söylüyorum?
Gazetemiz köşe yazarı Ebru Küçükaydın’ın Antalyaspor hafriyat paralarıyla ilgili iddialarını içeren yazıları çok ses getirdi. Getirdi getirmesine de birileri gereğini yapmak yerine topu taca atmaya, birileri başını kuma sokmaya, birileri de Ebru Küçükaydın’a çamur atarak, gazeteciliğini sorgulayarak konuyu başka mecralara çekmeye, becerebilirlerse unutturmaya çalışıyor.
Kimse üç maymunu oynamasın. Kimse Antalyaspor üzerinden 600 milyon liranın hesabının sorulmasını, sorumlusunun ya da sorumlularının hesap vermesini engelleme çabası içine girmesin, kimse çamura yatmasın. Eğer yazılanlar doğru değilse, Antalyaspor üzerinden yapılan vurgun sadece bir kurgu ise çıkın adam gibi yalanlayın.
Ebru Küçükaydın gazetecilik yapıyor. Kendisine ulaşan ya da ulaştırılan bilgi ve belgeler ışığında Antalyaspor hafriyat yolsuzluğunu yazıyor. İddialar gerçekten çok ciddi. Küçükaydın’ın yazılarında adı geçenler de iddialar kadar önemli. Bakandan validen, savcıdan tutun da Antalya’nın etinden sütünden yıllardır yararlanan danışmana, belediye başkanından tutun da, eski bir bakana, bir belediye başkanının mahdumundan tutun da Ankara kulislerinde iş çevirmesiyle ünlü bir işadamına kadar onlarca isim var Antalyaspor hafriyat işinde.
Şimdi mesele şu Antalyaspor hafriyat işi pek çok kişinin çıkar kapısı olduğu gibi, kaymaklı başka işlerinden çıkış noktası. Bu konuda hala susmayı yeğleyenler, hala üç maymunu oynamaktan ısrar edenler, sıranın öyle ya da böyle bir gün kendilerine de geleceğini elbette çok iyi biliyorlar. Uzun lafın kısası Antalyaspor hafriyat işinde büyük vurgun var.
Yıllardır kaymaklı kadayıftı bu iş Ebru Küçükaydın yazdı, fincancı katırları fena halde ürktü. Ürkünce de bilindik kirli yöntemler devreye sokulmak istendi. Herkes şunu iyice aklına soksun. Gazeteci korkmaz ve ürkmez. Ebru Küçükaydın da diğer namuslu gazeteciler gibi ürkmeyecek ve korkmayacak. Lamı cimi yok bu iş ortaya çıkarılacak. Antalyaspor hafriyat paralarını indira gandi yapanları Antalya kamuoyu, Antalyasporlular öğrenecek, hesabını da soracak…
Son sözüm Antalyaspor Kulübü Başkanı Sinan Boztepe’ye.. Sayın Başkan transfer tahtasını açtırmak için çalmadığın kapı yok, tahta açılmazken ligin başlamasına sayılı günler kala Brezilyalı efsane teknik direktör Alex de Souza’yı kaçırmak gibi bir tehlike yaşarken, ‘Nerede Antalyaspor’un paraları, kimin elin kimin cebinde?’ diyerek kulübün parasının peşine düşmen, hesap sorman gerekirken, tehditvari abuk sabuk ifadelerle Ebru Küçükaydın’ın gazeteciliğini sorgulamaya kalkışmakla inan komik duruma düşüyorsun.
Gazeteci Ebru Küçükaydın sizin kulüp başkanlığı yönetim sistemini sorguluyor mu? -Ben gazeteciyim gazetecilik yaparım- diyor. Yazılarında diyor ki -Ey kulüp başkanı Antalyaspor’un paralarını birileri kurdukları saadet zinciri ile çatır çatır yiyor. Sen ise para bulmak için çabalıyorsun. Bana gazetecilik dersi vermeyi bırak kulübün paralarının peşine düş- bilmem anlatabildin mi?
Yorumlar
Loading…