Anadolu’nun birçok yerinde şehitliklere rastlarsınız. Elbet bir de kent mezarlıklarında şehitler için ayrılmış alanları da buna dahil etmek gerekli.
En bilinen Çanakkale’dir elbette. Ama her adımı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatanın üzerinde bu bilinçle yaşanması ve onların asla unutulmaması gereklidir. Türkülerimiz şehitler için yakılan ağıtlarla doludur. “Çanakkale Türküsü” dinlerken içimiz cız ederken “Hey On Beşli” türküsü şehit edilen birine yakılan ağıtken maalesef tarihi değeri halkın vicdanında yer bulmadığı için düğünlerde oyun havası olarak çalınmaktadır. Bunun acilen düzeltilmesi ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi gereklidir.
Bu yaz Antalya’dan İzmir’e giderken Çayyüzü Şehitliği tabelasını gördüm. İlk kez o yoldan geçiyordum ve daha önce bu şehitliği hiç duymamıştım, vaktim de vardı. Hemen tabeladaki oku takip edip şehitliğe vardım.
Şehitlik Efeler ilçesi Umurlu Mahallesi’nin 5 km kuzeyinde yer almaktadır. Mezarlığa vardığımda oldukça kalabalıktı ve mikrofonda kuran okunuyordu. Aynı zamanda orada piknik yapanlar da vardı. Şehitliği ziyaret ettiğimde mezar taşlarında “ŞEHİT MEHMETCİK” yazıyordu. Anlamaya çalıştım ama oradaki tabelalarda bunu anlama şansım olmadı. Daha sonra oradaki kalabalığa varıp durumu anlattım ve Avukat Nedim Koç Bey bana uzun uzun şehitliğin öyküsünü anlattı.
Her ayın ilk pazarı şehitlikte hatim duası yapıldığını söyledi. Ay boyunca şehitlerin ruhuna Çayyüzü halkı hatim indirirmiş ve duası da ayda bir yapılırmış. Ben de bu duanın olduğu güne denk gelmiştim. Bana o gün imece usulü giderleri paylaşılan yemekten ikram etti Nedim Bey ve şanslısınız hocam dedi. Şehitliğin tarihini yazan Sabahattin Burhan Hocanın orada olduğunu söyledi. Kendisiyle tanıştık, uzun uzun sohbet ettik. Hatta oradaki haziruna şehitlikle ilgili ve şehitlerin nasıl şehit edildiğiyle ilgili oldukça detaylı bilgi verdi.
Sabahattin Burhan, Aydın’ın yakın tarihine olan ilgisinin çocukluğunda başladığını ve küçük yaşlardan itibaren şahitlerden dinlediği hikayeleri not almaya başladığını anlattı. İlk ciddi eseri olan “Yörük Ali Efe”’yi 10 yıl süren bir çalışma ile yazdığını belirtti. Çayyüzü Şehitliği’nin de yer aldığı “Millî Mücadelenin Körpe Kuzuları” adlı eseri ise, bölge halkının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarını anlatan önemli bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor. O kitaba henüz ulaşamadım ama Nedim Beyi arayıp kendisinden isteyeceğim ve okuyacağım.
Bunca öykü, bunca acı varken neden bu öyküler yaşanan zulmün, özgürlük için verilen kurtuluş savaşının önemini vurgulamak için anlatılmaz ki. Neden tarih kitaplarında bu bilgilere yer verilmez? Neden çocuklar, gençler buralara götürülüp şu an ki özgürlüklerinin kimlerin hayatlarıyla bedelinin ödendiği anlatılmaz ki?
Sabahattin Burhan’ın oradaki konuşmasından anladığım Çayyüzü Şehitliği’nde yatan kahramanların hikayelerinin, tarihin tozlu sayfalarında kalmaması için titizlikle çalıştığını, Milli mücadelenin körpe kuzuları olarak nitelendirdiği şehitlerin, savaş sırasında parça parça toplandığı ve 60 şehidin çuvallarla defnedildiğini açıkladı. Bu kahramanların hiç dünya zevki tatmadan genç yaşta şehit olduklarını, bugün onların anılarına saygı göstermek için her ayın ilk pazarında düzenlenen anma törenlerinin büyük bir anlam taşıdığını belirtti.
Burhan Hocaya göre Çayyüzü Şehitliği milli mücadele tarihinin bir parçası değil, aynı zamanda manevi olarak da birçok kişinin derin etkiler yaşadığı bir yer. Burada zaman geçirenlerin manevi huzur bulduğunu ve buraya tekrar tekrar gelmek isteyen ziyaretçilerin olduğunu belirtmişti. Şehitliğin, sadece tarihsel değil, ruhsal bir bağ da oluşturduğunu belirttiğinde o tabelayı görüp buraya geldiğimden dolayı kendime teşekkür etmiştim. Şehitlerin öyküleri hala aklımda ve sanırım ömrümün sonuna kadar da unutmayacağım. Emeklerine sağlık değerli hocam. Sizi tanımak benim için onurdur.
Kurtuluş Savaşı’nın ilk şehitliğidir. Çayyüzü, Yörük Ali Efe’ye bağlı Milli Aydın Alayı’nın karargahının bulunduğu noktadır. Top ateşiyle şehit düşenlerin naaşları Alay komutanı Zekai Bey ve emrindekiler tarafından çuvallar içinde buraya getirilerek defnedilmiştir. Şehitliğin ortasına defnedilenlerin adlarının yazdığı kaide yerleştirilmiştir. Anıtta ayrıca “Vatan için ölenler burada yatıyor. Milli Aydın Alayı. Mart 336 (1920)” yazmaktadır. Tüm bedenler param parçadır ve hangi parça kimindir belli değildir. O sebeple mezarlarda da şehitlerin isimleri yer almamaktadır.
Haklarını helal etsinler. Bu vatan onların kanlarıyla sulandı ve gerekirse bizler de bu vatan için canımızı vermeye hazırız.
Yolu oraya düşenlerin uğrayıp bir Fatiha okumaları onlara borcumuzdur.
Yorumlar
Loading…