Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi, emeklilerin geçim sıkıntısı ve diğer sorunlarına dikkat çekmek için eylem düzenledi. Aydın Kanza Parkı’ndan Cumhuriyet Meydanına kadar gerçekleşen eylemde, emeklilerin sesini Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen temsil etti.
Yaşadıkları sorunları anlatan Başkan Zeynel Abidin Ergen, şu sözlere yer verdi:
“Bugün bize dayatılan öğretilmiş çaresizliğe hayır deme günüdür. Bugün dayanışma günüdür. Bugün yaşamımızı başkalarının, yani bir avuç vicdansızın insafına bırakmayacağımızı ilan ettiğimiz gündür. Bugün kulluk değil, özgür yarınlar için dayanışma günüdür. Bugün açlığa ve sefalete hayır deme günüdür. Bugün ölüm sınırında bir yaşam değil, insanca yaşam için ayağa kalkma günüdür. Değerli mücadele arkadaşlarım; 10 milyon insanın açlık sınırının yarısı kadar bile maaş alamadığı, vicdansız bir iktidarla karşı karşıyayız. Yaklaşık 2,5 milyon memur emeklisi, daha bir yıl önce emekli olduğunda maaşının yüzde 75’ni alırken, iktidar yasaların arkasından dolaşarak emekli memurları devre dışı bıraktı. Şimdi memur emeklileri çalışırken aldığı maaşının yüzde 50’sini dahi alamıyor. EYT li arkadaşlarımızın bir bölümü güya emekli edildi. Onlarda en dipten maaş alıyor. İşe bir gün sonra giren, bir gün önce girenden 17 yıl sonra emekli oluyor. Bu nasıl adalettir? Her statüde emeklisini mağdur etmekte sınır tanımayan bir iktidarla karşı karşıyayız.
İktidarı defalarca uyardık. Bu maaşlarla yaşanmaz. Birileri beyler, paşalar gibi yaşarken, aklımıza hayalimize gelmeyecek kadar lüks hayatlar sürerken, bu ülkenin her karış toprağına ter dökmüş emeklileri açlıkla sınamak ne vicdanidir, ne ahlakidir, ne de insanidir! Sosyal devlet de bu değildir. TÜİK güya enflasyonu ölçüyor. Hangi kalemleri baz aldığını açıklamayan bir kuruma inanmak mümkün müdür? Zaten kimse de inanmıyor. Devletin bir kurumunun bu hale düşmesi üzücüdür. Tıpkı uluslararası sözleşmeleri tanımayıp, siyaset kurumunun işaretiyle, sendikalarımızı kapatmayı alışkanlık haline getiren, hukuki normları dikkate almayan siyasallaşmış yargı gibi! Ülkemiz bunları hak etmiyor. Çok yazık!
Ülke ekonomisi her yıl belli ölçekte doğal olarak büyüyor. Peki bu büyümeden, yani refah payından emekliler, çalışanlar neden yararlandırılmıyor? 2008 yılında uygulamaya konulan sözde SGK reformu olmasaydı, şimdi en düşük emekli maaşı 25 bin liradan fazla olacaktı. Yani AKP iktidarı hiçbir şey yapmasaydı en düşük emekli maaşı bugünün 2,5 katından fazla olacaktı. İnsan demeden edemiyor. “Gölge etmeyin başka ihsan istemez”
Asgari ücretlilere Temmuz’da zam yapılmayacağını hiç sıkılmadan açıklayan iktidar, Temmuz’dan 31 Aralık’a kadar hiçbir şeye zam yapılmayacağını da aynı rahatlıkla açıklayabilir mi? Açıklayamaz. Çünkü bizde biliyoruz, onlarda biliyor ki; ikinci yarıyılda, başta enerji olmak üzere, birçok mal ve hizmete, esasında iğneden ipliğe kadar, her şeye aralıksız zamlar yapacaklardır.
Daha 10 gün önce, otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yüzde 42 ile yüzde 60 oranlarında zam yapıldı. 2024 yılının ilk altı ayında köprü ve yol geçişlerine yüzde 180’den fazla zam yapıldı. Marketlerde temel tüketim ürünlerinin etiketleri her gün değişiyor. Emekliler artık zorunlu temel tüketim ürünlerini dahi alamıyor. Ete hasret, peynire hasret, meyveye hasret, dilimiz varmıyor ama; artık ekmeğe hasret bir emekli topluluğu yarattılar. Tarım ülkesinde sebze artık taneyle alınıyor.
Şimdi kapsamlı bir uyarı daha yapıyoruz. Bugün ülkemizin 8 bölgesinde alanlardayız. İstanbul’dan, İzmir’den, Bursa’dan, Antalya’dan, Eskişehir’den, Tarsus’tan Burhaniye’den ve Fatsa’dan bir kez daha haykırıyoruz: Bizi duyun. Bu maaşlarla yaşanmaz. Bizi görün. Açlığa ve sefalete teslim olmayacağız. Ülkenin bir çok bölgesinde taleplerimizi içeren on binlerce imzayı TBMM’NE teslim edeceğiz. Yarın Ankara’da yapılacak emekli mitingine destek vereceğiz. Ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partilerinin emeklilerin taleplerine duyarlılık göstermeleri çok kıymetlidir. Bu emeklilerimizin ayak sesleridir.
Başarıyoruz arkadaşlar. İnsanca yaşam hakkımızı hiç kuşkusuz alacağız. Bu vesileyle taleplerimizi bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. 2008’de uygulamaya konulan “güya SGK reformu” terk edilmelidir. Bu yasa halihazırda çalışan ve gelecekte emekli olacak emekçiler ile biz emekliler için açlık ve sefalet yasasıdır. Bu yasa kaldırılmadan hiç bir emeklinin insanca yaşamı olası değildir. Hiç bir gerekçeye sığınmadan Bu yasa kaldırılmalıdır. Yeni emeklilik yasası bilim insanları ile çalışanların ve emekli sendikalarının da katılımıyla sil baştan yeniden yapılmalıdır!
Gerekçe üretmeden emeklilerin insanca yaşam koşullarını yaratın! Bayram geliyor. Bayram ikramiyesi 3 bin liradır. Harçlık bile değildir. Oysa bayram ikramiyelerinin makul bir düzeye çıkarılmasını çok defa seslendirdik. Bayram ikramiyeleri yılda 4’e çıkarılmalı ve en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır! İntibak yasası çıkarılmalıdır! Eşit koşullarda çalışmış biri, birkaç yıl geç emekli oldu diye hak gaspına uğruyor. Bu hiç adil değildir. Düzeltilmelidir!
Sağlık kolay erişilebilir olmalı ve her türlü sağlık hizmetinden katkı payı kaldırılmalıdır! Özel hastane soygunu durdurulmalıdır. Karnını doyuramayan emekli özel hastanelere nasıl gidebilir ki? Dahası niçin gitsin ki? Sendikalar demokratik haktır. Sendikalarımıza açılan kapatma davalarını geri çekilmelidir. Sendikalarımız tanınmalıdır! 3600 ek gösterge mağdurlarının mağduriyeti giderilmelidir! Sandık emeklilerine de bayram ikramiyesi verilmelidir!
Son olarak iktidara temmuz uyarısını yapmak istiyoruz. Memurlara verilen 12 000 liralık seyyanen artışı bütün emeklilere verin. Emeklilerin temmuz maaş artışını para yok gibi tamamen kendi yönetememe krizini bize yüklemeyin! Atacağınız adıma göre adım atacağız. Bütün emeklilere çağrımızdır: Safları sıkıştıralım. Örgütlenelim Taleplerimizin karşılık bulması için demokratik mücadelemizi yükseltmekten başka çıkar yol gözükmüyor. Taleplerimiz karşılanmazsa hiç kuşku yoktur ki önümüzde ki günler sıcak geçecektir! Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Yaşasın sendikal mücadelemiz. Yaşasın insanca yaşam mücadelemiz.”
Yorumlar
Loading…