Muaviye Kimdir? İslam Devleti’nin Hasan’dan sonra gelen halifesi olarak tanımlanan Muaviye bin Ebu Süfyan ve Emevi Hanedanı’nın kurucusu ünvanıyla tarihte yer almaktadır. Babası Muaviye müslüman olmadan önce o dönemlerde gerçekleşmiş olan tarihi Hendek Savaşı’nda ve Uhud Savaşı’nda Mekkeli paganların yönetimini sağlayan komutanı konumuyla İslam dininin peygamberi Muhammed yönetimini sağlayan Müslümanların karşısında duran ve Müslümanlarla savaşan Ebu Sufyan bin Harb’in oğlu olarak tarihte yer almaktadır.
Muaviye’nin annesi ise Kureyş’in başkanları içerisinde tanımlanan Utbe bin Rebîa’nın kızı Hind bint Utbe tanımıyla karşımıza gelmektedir. Muaviye Kim?
Muaviye Ali ile savaşan kişi olduğu için tarihte önemli birisi olarak merak edilen bir isimdir. Savaştan hemen sonra ise Mısır’ı ele geçirmiştir. Hz. Ali’nin 661 senesinde suikast sonucu öldürülmesinin ardından halifeliği Hasan’dan devralarak halifeliğini ilan etmiştir. 661 senesinden sonra 680’e kadar devam etmekte olan Emevi Hanedanı’nını da yöneten kişidir. Darabjird’e ait olan Fasa isimli darphanesinde Mu’aviye ismine Pehlevi alfabesiyle basılmakta olan Sasani tarzına benzetilen gümüş dirhem, y. 674. Parasının tam üzerine İslam öncesi Sasani paralarında da görülmüş olan semboller; Ay-yıldız, Besmele ve Zerdüşt ateşi belirtilmiştir.
Günümüz tarihçileri ise bu konu için Muaviye ve geri kalan çoğunlukta ki Emevi devlet yöneticisini dini bir unvan olan halife sıfatının dışında, dünya hayatını ahiret hayatına göre daha ön planda tutan bir yönetim anlayışını belirten Melik (Sahip, Kral) unvanı ile adlandırmayı daha çok tercih etmişlerdir. Muaviye kaç yıl halifelik yaptı?
İlginizi çekebilir: Aleyna Dalveren Kimdir?
Muaviye Ne Demek? 600’lü senelerde meydana gelen Emevi devletinin kurucusu olarak tanınan kişinin ismi olarak bilinmektedir. Ekstra klasik bir isim anlamı olarak ise tanımlanmamıştır. Genellikle Muaviye denildiğinde döneminde meydana getirmiş olduğu eylemler ve kişilik özelliği gibi bilgiler yer almaktadır.
Muaviye Annesi hakkında birçok soru merak edilmiştir. Hind bint Utbe, Muaviye’nin annesidir. Safiyye bint Ümeyye’den meydana gelmesiyle tanınır. Aynı zamanda peygamber soyundan olduğu bazı kaynaklarda belirtilmiştir.
Muaviye Ali Kavgası için sizlere daha fazla bilgi vereceğiz.
Ali Muaviye Savaşı hakkında tüm detaylar yazımızda yer almıştır. Kısaca bu olaydan bahsedecek olursak Sıffin Muharebesi ile bu olay gerçekleşmiştir. Takvimlerden 26-28 Temmuz 657’yi gösterdiğinde meydana gelen bu savaşın herhangi bir sonucu bulunmamaktadır. Hz. Ali’yi öldürmek isteyenlerin meydana getirdiği savaş olarak da tanımlanmaktadır.
Muaviye Babası Kimdir? sorusu en az annesi kimdir kadar merak edilmiştir. Ebu Süfyan isminde ki kişi Muaviye’nin babası olarak tanınmaktadır. Mugīre’nin kardeşi olarak da tanınmaktadır. ‘Resûl-i Ekrem’in süt kardeşi olup Halîme tarafından emzirilmiş’ olarak da kaynaklarda geçmektedir.
Muaviye Cennetlik mi? Karakteri gereği örnek teşkil eden bir isim olan Muaviye hakkında bazı okuyucular bu soruyu merak etmiştir. Hadis-i Şerif’lerden yola çıkarak bu sorunun yanıtı olarak cennetlik ya da değildir demek dinen uygun bir cümle olmayacaktır. Hadislerde 10 kişi dışında garanti olarak kimsenin cennete gideceğinde kesinlik belirtilmemektedir.
Muaviye Doğum Tarihi için 41/661 senesinde doğduğu bilinmektedir.
Muaviye Dini Ne Demek? için
Muaviye Dönemi Özellikleri en detaylı haliyle aşağıda ki soruların içerisinde yer almıştır. Bizler de bu soru başlığı altında kısaca bahsedecek olursak
Muaviye Deve Hikayesi Gerçek mi? Çeşitli hadis kaynaklarında olsun ya da İslami tarih kaynaklarında olsun bu konuya dair bir anlatım bulunmamaktadır. “Bu senin bindiğin dişi deve bana aittir.” ve erkek deveye karşılık “Deve benimdir.” sözleriyle sürdürülen bu hikayede “Görülüyor ki, deve dişi değil erkektir ve senindir.” karşılığı verilmiştir. “Devenin durumu budur ama, sen Kûfe’ye git ve Ali’ye şöyle söyle: ‘Muaviye’nin yanında erkek deve ile dişi deveyi birbirinden ayıramayan ve ona bağlı on binlerce adam var.” sözleriyle sürmekte olan bu hikayenin aslının uydurma olduğu ifade edilmektedir.
Yani kısaca bu hikaye gerçeklik taşımamaktadır. Bu hikayenin yanı sıra Hz. Ali için uydurma olan başka başka hikayelerde bulunarak deve hikayesi epey pekiştirilerek halka sunulmaktadır. Hikayeden bahseden çeşitli kaynaklar ise herhangi bir bilimsel kaynağa dayandırmış oldukları ekstra kaynak belirtmedikleri için hakiki İslam soru cevap siteleri bu hikayeyi tamamen yalanlayarak açıklamışlardır.
Muaviye Gerçek İsmi Muaviye bin Ebu Süfyan’dır.
Muaviye Soyundan Gelenler için bazı kişiler araştırmaya koyulmuştur. Sizler için Muaviye sorundan gelen bazı kişileri şöyle paylaşacağız:
Muaviye Kuranda Geçiyor mu? sorusu oldukça merak edilmiştir. Muaviye isim olarak da kendisi hakkında hikayeleri olarak da Kuran-ı Kerim’de geçmediği belirli kaynaklarda belirtilmiştir.
Muaviye Halife mi? sorusu Muaviye soruları arasından en çok merak edilenler içerisinde. Yaşadığı dönemde ki İslam Devleti içerisinde tanınan isim olan Hasan’dan sonraki Emevi Hanedanı’nın kurucusu ve halifesidir.
Muaviye Kiminle Savaştı? sorusuna aşağıdaki sorulardaki paragraflarımızda daha detaylı yanıtlar verdik. Tüm bunlara ek olarak kısaca yanıtlayacak olursak Halife Ali ile olduğu kaynaklarda açıkça belirtilmiştir. Bu savaş Sıffin’de meydana gelmiştir. Ayrıca ilk Fitne sırasında gerçekleşmiştir.
Muaviye Mezarı hakkında araştırmacılar detaylı bilgiler edinmek istemiştir. Bab el Saghir Cemetery, Şam, Suriye’de mezarının olduğu bilinmektedir. 1. Muaviye olarak araştırdığınızda yine aynı kişi olduğunu söyleyebiliriz.
Muaviye Ne Zaman Öldü? sorusuna kısaca 41/661 senesinde vefat ettiğini sizlerle paylaşabiliriz.
Muaviye Nasıl Halife Oldu? Hz. Ali’nin ölümünün ardından Hasan’dan alarak halife ilan edilmiştir. 9 yıl kadar Emevi Hanedanı’nın yöneticisi olmuştur. 661 senesinde halife olduğu bilinmektedir.
Hz Muaviye Kim? Muaviye 602 senesinde Mekke’de Kureyş topluluğunda yer alan Beni Abd Şems ailesinin bir bireyi olarak doğmuştur. Mekke ise o zamanlar Kureyş’in yönetimi adı altındaydı. Abd-Şems ailesi yönetici zümrenin en çok nüfusa sahip olan hakim kişilerindendi.
Muaviye’nin annesi Hind bint Utbe babası Ebu Sufyan bin Harb ise isimli kişilerdir. Hz. Muhammed, Mekke’de İslam dinini yaymaya başladığında Abd-Şems ailesinin çoğu ona karşı çıkarak Mekke’den Medine’ye göç etmesine sebep olmaktadır ve sonrasında Müslümanlara karşı açılan bütün savaşlara katılım göstermişlerdir. 630 senesinde Müminler Mekke’yi fethedince, Mekkelilerle beraber Abd-Şems ailesi de Müslüman olma yoluna girmişlerdir.
Birtakım araştırmacı tarihçilere göre ise Muaviye akrabalarının şiddetli itirazları üzerine Mümin olmuşlardır. Şiiler ise bu durumda Mekke’nin fethi bunu zorunlu hale getirmek üzere İslam’ı reddettiklerini ifade etmişlerdir. Muhammed karşıtı olan kimselere ise merhamet göstermişlerdir. Ordusuna katılım gösterip önemli konumlara gelmeleri için onlar adına izin vermiştir.
632 senesinde Hz. Muhammed’in ölümünün ardından Suriye’deki Bizans ordusuna sefere doğru yola çıkan orduya katılım göstermiştir. Orduda giderek daha yüksek mertebeye gelerek büyük nüfuz sahibi olmayı başarmıştır. İkinci halife olan Ömer bin Hattab aracılığı ile Şam valisi olarak atanmıştır. Üçüncü halife Osman bin Affan döneminde de halife aracılığı ile Suriye eyalet valiliğine getirilmiştir. Kendisinden ise tam olarak 130 hadis rivayetinde bahsedilmektedir.
Bunlardan yalnızca 4 tanesinin rivayetinde Buharî ve Müslim ittifâk da bulunmuşlardır. Ebu Zer-el Gıfârî, İbn-i Abbâs ismindeki sahabilerin Muaviye için rivayetleri bulunmaktadır. Tâbiî’nden de Cübeyr İbn-i Nüfeyr, Saîd İbn-i Müseyyeb ve daha birçok kişide bu konu hakkında rivayet etmişlerdir.
Muaviye Kim? Muaviye, tarihte kardeşi olarak tanımlanan kişi Yezid’in 638 yılında ölümünün ardından Ömer bin Hattab aracılığı ile Şam valiliğine atanmıştır. Osman bin Affan zamanında ise valiliği esnasında Suriye’nin komple yönetimi kendisi devralmıştır. Yöre de bulunan halk ve asker üzerinde dikkate alınması gereken biçimde etki sahibi olmuştur. Giderek dahilden kendi devletinin alt yapısını atmaya başlamıştır.
647 senesine gelindiğinde ise Bizans’ın saldırılarına direnecek kuvvete sahip bir ordu meydana getirmiştir. Hemen sonrasında ise 649 yılında Kıbrıs’ı ve 654 senesinde ise Rodos’u kuşatmıştır. 655 senesinde Likya sularında Bizans donanmasını oldukça ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Aynı zamanda Anadolu’ya defalarca sefere çıkmıştır. Bu askeri girişimlerinin hepsinin Ali’nin halife olmasının sonrasında durmasını sağlamıştır.
Muaviye Hayatı hakkında detaylardan bahsedeceğiz. Suikast girişiminde bulunulan isim Halife Osman bin Affan’ın intikamını almak, kendisinin de bulunduğu kabilede yer aldığından dolayı Muaviye’ye düşmekteydi. Muaviye ise Osman’ın katillerinin soruşturmasını yapmadığından diğerlerinin birlikte olduğunu iddia ettiği Ali’nin hilafetini kabul etmemiştir. Bununla beraber, öncülüğünü Ayşe, Talha ve Zübeyr bin Avvam’ın üstlendiği isyana da katılım göstermemiştir. Ali, Cemel Savaşı’nın sonrasında valisinin öncülüğünde isyan gösteren Suriye’ye doğru yol almıştır. Fırat Nehri taraflarına yönelim gösteren Ali, 657 senesinde Muaviye’nin güçleriyle kozlaşmıştır.
Muaviye, az kalsın kaybedecek olduğu Sıffin Savaşı’ndan hile yaparak kurtuluşu elde etmiştir. Muaviye’nin, Ali’nin tarafında olanlarla dindarlığı suiistimal etmek için askerlerinin mızraklarına Kur’an’dan sayfalar astırdığı iddiaları bulunmaktadır. Düşmanlarını da görüşmeye ikna eden Muaviye, Ali’nin tarafında duranları bölerek hilafetinin geçerliliğine gölge düşürmeyi başarmıştır. Ali’nin eski yandaşları haricilerin isyanından meydana gelen zayıflıktan faydalanmakta olan Muaviye Mısır’ı ele geçirmek üzere harekete geçmiştir. Muaviye ise Amr bin As komutasında Mısır’a doğru bir dolu askerden oluşan ordu göndermiştir.
Amr bin As isimli kişi ise Halife Ali’ye bağlı olacak biçimde Mısır’ı idare etmekte olan ve birinci halifenin oğlu sıfatıyla tanınan kişi olan Muhammed bin Ebubekir’i çıkan bir savaşta ona karşı galip gelerek öldürdü. Amr bin As yaklaşık 2 sene kadar burayı Muaviye’ye bağlı bir biçimde idare etmiştir.
Muaviye Ne Yaptı? Ali’nin Kufe’de öldürülmesinin ardından birtakım Müslümanlar, Ali’nin oğlu olarak tanınan kişi Hasan’a biat ettiler.
Bu egemenlik, Ali ile halifelik için çatışmakta olan ve savaşan Muaviye kendi hakimiyetini bir tehdit olarak göstermiştir. Muaviye bununla birlikte hemen Suriye, Filistin ve Lübnan’daki ordu komutanlarına savaş için hazırlıklara başlamaları adına emrederken diğer bir yandan ise henüz genç yaşta olan varis Hasan ile anlaşmayı denemiştir.
Bu sebeple Hasan’a halifelik iddiaları üzerine caymasını emreden bir mektup postalamıştır ve bunun karşılığında eğer vazgeçmeyi tercih etmezse sonuçlarına katlanmasını belirtmiştir. Müslümanların öleceğini ifade etmişlerdir. İşin aslı Muaviye için en ideal olanı Hasan’ın halifelik hakkından vazgeçmesi olmalıdır. Sebebi ise Muaviye’nin orduları bunun üzerine Hasan’ı savaş alanında öldürüp bütün bir gücünü Muaviye’nin eline alsa bile Muaviye’nin halife olabilirliği tartışılmasını sürdürecekti. Muaviye için bu hiç de istenilen bir durum olmamaktadır.
Hasan hakkından asla vazgeçmedi ve antlaşma karşılıklı olarak böylelikle oluşamamıştır. Bazı içeriklere göre ise 60 bin kişi olduğu belirtilen Muaviye’nin ordusu Hasan’ı mağlup edip öldürmek için yürüyüşe geçti. Diğer yandan Hasan da 40 bin kişilik ordusunu kurmuş ve savaşmaya hazırdı, iki ordu Medain yakınlarında karşılaştılar.
Hasan, savaş başlamadan hemen önce Muaviye askerlerine konuşma gerçekleştirmiştir. Ordusuna yanlış yönde olduklarını ve Muaviye’yi haksız buluyorsalar kendisinin tarafında bulunmamaları gerektiğini hadis ve Kuran’dan örnekler vererek anlatmıştır. Hasan’ın ise kendi ordusundan teslim olacağını zanneden bir takım ordular, Hasan’a isyan göstermişlerdir ve ona saldırıda bulunmuşlardır.
Hasan yara aldıysa bile, yakın korumaları bu saldırıyı geri püskürtmeyi sağlamıştır. Ancak Hasan’ın komutanlarından Ubeydullah, para ve altın karşılığında ona ihanet ederek Muaviye’nin tarafında saf tutmuşlardır.
Muaviye Ne İş Yapar? İki ordu içerisinde bir takım sonuç getirmeyen zıtlaşmalar meydana gelmiştir. Hasan’ın emri altındaki Kays bin Sa’d’ın 4.000 kişilik bir ordusuyla Muaviye’nin emri altında bulunan Busr bin Ertad’ı Kufe karşısında galip gelmiştir.
Sonunda Muaviye’nin üstün olamayacağını, üstün olsa bile pek çok adamının kaybına uğrayacağını anlamıştır. İki Kureyşli adamını Hasan ve yanındakilerle anlaşsınlar diye görevlendirdi. Halifenin tam olarak 40 bin kişiden oluşan ordusu çoktan dağılmıştır ve kabileler köylerine gitmişlerdir. Ek olarak ise halife Hasan yara almıştır ve ordusunun içerisinde meydana gelmekte olan başıbozukluk yüzünden ordusuna çok da güvenmemekteydi.
Son olarak ise bu olaylarda Muaviye ve Hasan 661 senesinde Meşkin’de bir araya gelmiştir. Sonuç olarak ikili anlaştılar. Hasan, sünnete ve Kuran’a uyması, yandaşlarından intikam da bulunmaması gerektiği şartlarını ve Muaviye’nin ölmesinin ardından halifeliğinin yeniden kendisine, verilmesini eğer olmazsa kendisi ölmüş ise kardeşi Hüseyin’de olması şartını ileri sürmüştür.
Muaviye ise bu durumu sözde kabul etmiştir. Hasan hicretin 41. senesinde Rebiulevvel veya Cemazielevvel ayında Muaviye’nin egemenliğini tanımıştır.
Anlaşmadan sonra egemenliği altına almak üzere Kufe’ye yola çıkan Muaviye, Nuhayle’de mola vermiştir. Burada cuma namazını kıldırmasının ardından ise şöyle bir konuşma gerçekleştirmiştir:
“Vallahi ben sizinle namaz kılmanız, oruç tutmanız, zekat vermeniz ve haccetmeniz için savaşmadım. Ben sizinle sadece üzerinize emir olmak için savaştım. Siz istemeseniz de Allah bana bunu nasib etti.”
Daha sonra Kufe’ye doğru yola çıkan Muaviye buradaki halkla konuştuktan hemen sonra minbere Hasan çıkmıştır ve halka şöyle seslenmiştir:
“Ey Irak halkı! Benim gönlüm sizden soğudu. Babam Ali’nin sağlığında bunca muhalefetler ettiniz, bir gün onu gamsız bırakmadınız. Nihayet babamı öldürdünüz. Bana da bunca zahmet verdiniz; üzerime hücum eylediniz; Malımı yağmaladınız. Beni yaraladınız. Henüz yaram iyileşmedi. Ey Irak halkı! Eğer siz Ehli beyt’i peygambere eza kıldınızsa da Allah kıyamette bizimle sizin aranızda hâkim ve kafidir. Şu halde ben Muaviye’ye biat ettim. Sizin biatınızdan bizar oldum.”
Muaviye ise halifeliğini kabul etmeyenlere karşı sert bir biçimde tepkiler göstermiş ve iç karışıklıklara artık tamamen son vererek güçlü bir devlet meydana getirmiştir. Hemen ardından yeni fetihler girişiminde bulunmuştur. Emevilerin biatının doğuda Hindistan sınırlarına, batıda Kuzey Afrika’ya doğru, oradan da Güney İspanya’ya kadar yayılım göstermiştir.
Yeniden meydana gelen donanmayla 669-678 yılları arasında Bizans’ın başkenti olan şimdiki ismiyle İstanbul’u ele geçirmek üzere seferler meydana getirmiş ama başarılı olamamıştır. Muaviye 680 yılında öldüğünde geride güçlü bir devlet bırakmıştır. Halifeliğini ise dinsel önderliğin peşi sıra, tam bir siyasal önderliğine dönüştürmüştür.
Muaviye ise ölümünün hemen öncesinde, 679 senesinde, Hasan ile yaptığı antlaşmaya ve Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr’in karşı çıkmasıyla bile oğlu Yezid’i halife ilan etmiştir ve kendisinin egemenliği altına girmesini söylemiştir. Bunun sonucunda ise halife bir kurul aracılığı ile seçilmiyor, babadan oğula geçmekteydi. Nitekim sonrasında ise Muaviye’nin yerine oğlu I. Yezid halife olmayı başarmıştır.
Yorumlar
Loading…