Siz hiç öteki oldunuz mu?
Dışlanmışlığı, ayrımcılığı iliklerinize kadar hissettiniz mi?
Kalabalıkların içinde hiç yalnız kaldınız mı?
Ötelendiniz, horlandınız, aşağılandınız, azarlandınız, hırpalandınız mı?
Kimliğiniz, cinsiyetiniz, renginiz, dininiz, mezhebiniz, ırkınız, yaşınız, bedeniniz, zenginliğiniz/fakirliğiniz, sınıfınız, yaşadığınız coğrafya, fiziki görünüşünüz ve hatta cinselliğiniz..
Gerçekten, siz hiç öteki oldunuz mu?
Birilerinin kendilerine hak gördüğü şeylerin, sırf onlardan farklı, sadece öteki olduğunuz için sizin hakkınız olmadığı hissettirildi mi size, söylendi mi?
Aslında özgürlüğünüzü hapseden parmaklıklar “ öteki” oldu mu?
En doğal insan haklarının bile lütuf gibi size sunulduğu hissettirildi mi?
Belki farklı giyindiniz, belki âdetiniz farklıydı, belki davranışınız.
Diğerlerine benzemediğiniz için siz hiç ayıplandınız, hor görüldünüz mü?
Aynı sofrada oturduğunuz kişilerce yediğiniz yemeğin, içtiğiniz suyun bile çok görüldüğünü düşündünüz mü?
Hatta konuşma… Konuşmanız bile ayıplandı mı?
Siz ötekileştirmediniz ama buna rağmen ötekileştirildiniz mi?
Arkanızdan olur olmadık fısıltı gazeteleri ile akla izana gelmeyecek uydurmalarla mimlendiniz mi?
Hatta birileri öteki olduğunuzu direkt yüzünüze söyleyip küçümsedi/ hakir gördü mü sizi?
İştesiniz mesela, sırf “öteki” olduğunuz için -hele bir de yağ çekmeyi de bilmiyorsanız katmerlisi- terfi/maaş/prim vs. haksızlık gördünüz mü?
2.Sınıf vatandaş/insan gibi belki 3.-4. Sınıf gibi hissettiniz mi siz hiç kendinizi?
Hatta öteki olduğunuzdan sevmeniz bile yasak mı diğerini? Evliliğe, aşka bile engel mi?
Yaşamın her alanında “ekmeğini ben veriyorum” asabiyetiyle gezen, sömüren/ezen/ kendini böylelikle patron zanneden insanlar,
Fakiri dışlayan zengin,
Köylüsünü dışlayan şehirli,
Hristiyan’ı dışlayan Müslüman,
Müslüman’ı dışlayan Hristiyan ve
Sen ırk ayrımı yapan kafatasçı zihniyet sahibi…
Kadın olduğum için haddini bil diyen ataerki,
Beni şişko diyerek dışlayan fit vatandaş,
Benimle dört göz diye dalga geçen sen,
Ya da sen;
Alevi’yi dışlayan Sünni,
Sünni’yi dışlayan Alevi,
Yaşlıları dışlayan genç,
Genci hor gören yaşlı,
Başı açık/mini etekli/şortluya laf söyleyen/ ayıplayan hatta tehdit eden baskılayan yobaz,
İnancından ötürü başını örteni ötekileştiren/yanında istemeyen sen oradaki,
Her şeyi bildiğini zanneden, elit söylemle böbürlenen, başkasını hakir gören sen rahat rahat koltuğunda oturan kişi,
Engellilerin hayatını zorlaştıran sağlıklılar,
Cinsel tercihlere kadar insan hayatlarına karışıp Lgbti’leri dışlayanlar…
Can derdine yurdunu/ vatanını/ evini bırakıp yollara düşenleri ötekileştirenler…
Sıralayın alt alta, ne çok ayrım var.
Düstur; mümkün olduğunca hayatı zehir et senden farklı olana.
Neden? Çünkü sana benzemiyor öteki..
Neden? Çünkü sana benzemek zorunda.
İyi ama neden?
Siz insanları sınıflayan/ ötekileştirenler!
Mükemmel Hint kumaşları, bulunmaz nimetler…
Sizleri 1 dakikalık saygı duruşuna değil, 1’er saatlik ötekileştirdiğiniz öteki olmaya davet ediyorum.
Sadece birer saat ötekileştirdiğiniz insanların yerine geçin ve gerçekten öteki olun.
Öteki olun ki ötekinin ne yaşadığını, ne hissettiğini görün anlayın. Öteki olmanın ne demek olduğunu yaşayın.
Yaşayın ve sonra öyle bakın etrafınıza, insana/insanlara…
O zaman göreceksiniz ki, ne o ne bu, ne öteki, ne beriki.
Gerçekte var olan doğumla yaşam arasında kısacık bir ömür belki.
O ömürde ise insan aynı insan…
Farklı olan ise, fırsatlar, derin eşitsizlikler, yaşama koşulları, coğrafya ve maalesef farklı farklı sömürü düzeni.
Sorun kendinize sonra, kaçınız farklı şartlarda olsaydınız şu an olduğunuz insan olurdunuz ki?
Hayat renklerle güzeldir. Her insan farklı bir renk. Ben kim miyim? Öteki…
Comments
Loading…