Özge Topal Kimdir? Fenomen hemşire hakkında bilinmeyenler

Özge Topal Kimdir? Fenomen hemşire hakkında bilinmeyenler

Instagram fenomenliğinin yanında bizlere hemşirelik mesleğini sevdiren ve zaman zaman fotoğrafçılığıyla Instagram’a keyif veren Özge Topal’ı gelin birlikte yakından tanıyalım. Özge Topal ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar.

Özge Topal’ı daha yakından tanıma fırsatını harika yazımız ile sizlere sunuyoruz. Yazımıza başlamadan önce Özge Topal’a kısaca bir göz atalım.

Eğer ki başlıklarımız sizde Özge Topal hakkında bir merak uyandırdıysa, sizleri bekletmeden harika yazımızı okumaya davet edelim. Hazırsanız, keyifli okumalar dileriz.

Özge Topal 23 yaşında olduğunu açıkladı.

Aslan burcuyum.

Boyum 1.68 cm’dir.

Doğum tarihim 29 Temmuz 1997’dir.

İzmit’te yaşıyorum.

İzmit’liyim.

Tuttuğum takım yok.

Fotoğraf çekmeyi ve gezmeyi çok seviyorum. Bu ikisi hayatta vazgeçemeyeceğim şeyler. Bunun yanında film izlemek kitap okumak vs. günlük rutinler haline geldi. Hayatı dolu dolu yaşamayı seviyorum. 
Fobilerime gelirsek yükseklik son zamanlarda beni çok korkutur oldu. eskiden böyle bir şey yoktu.

Beni sevenleri bir ablam, abim bir kardeşim olarak benimsiyorum. Onlarla bağ kurmayı seviyorum ve burdan  koskocaman iyiki varsınız demek istiyorum. Onların olumlu güzel mesajları beni çok fazla motive ediyor. Tabi seven olduğu kadar sevmeyen de var maalesef. Sevmeyenlere de kalp güzelliği diliyorum.

Fotoğrafçılık hem maddi ham manevi açıdan destek veren bir alan. Benim şuan kullandığım makina Nikon D90. Hem başlangıç hem orta düzey için yeterli bir makina. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Eğer kişi ilk kez makina alacaksa ikinci el almasını tavsiye ederim. Zamanla değiştirmek istiyorsunuz çünkü. Satmak istediğinizde ise yarı fiyatına bile satamıyorsunuz, bu açıdan sıfır makina almalarını önermem. Kişinin ilgisi hangi alandaysa, çekimlerinde o alana yönelmeli. Ben ilk manzara çekimleriyle başladım. Daha sonra detay çekimleri beni daha çok mutlu etti. Yani hangi alanı seviyorsanız onda çekimler yapın, böylelikle kendinizi daha hızlı geliştirebilirsiniz. Çoğu fotoğrafçı bu alanda hobi olarak başlayıp, kazanca çevirdi. Ben de bunlardan biriyim. Bir anda iş kapıları kendiliğinden açılıyor size. Ama bu iş kapısı aynı zamanda hobi olarak yapmanızı engelliyor. İkisinin sınırını bilmek gerek.

Hemşireliği ben insan hayatına dokunmak olarak tanımlıyorum. Bu mesleği severek yapıyorum. Bir gülen yüz, bir kaç edilen dua, benim mesleğime daha sıkı sarılmama neden oluyor. Lise artı üniversite 8 yıllık bir hemşirelik  eğitim sürecim oldu. Yoğun dersler, uygulamalı stajlar bir süre yoruyor sizi. E tabi iş hayatı ekstra yorucu. Bunları göze alarak tercih yapmalılar. Ve düşünenler  11. Sınıftan ders çalışmaya başlamalılar. Gittikçe puanlar yükseliyor daha çok çalışmak gerekir. Bir plan program dahilinde güzel yerlere geleceklerini düşünüyorum. Böyle bahsettikçe öğrencilik hayatımı özlediğimi farkettim. Meslek hayatı ve öğrenciliği kıyaslarsak eğer, kesinlikle öğrencilik. Mental olarak , zaman olarak daha rahatsın. Tabi maddi açıdan düşünürsek iş hayatı da fena değil.

Fotoğrafçılığa başlamam ve çektiğim fotoğrafları paylaşmamla beraber kitlem büyümeye başladı. Kaliteli içerik, samimi ve güçlü duruş beraberinde kişileri de kendine çekiyor.

Hayatımda aslında iki dönüm noktası oldu. Birincisi üniversite 1. Sınıfta fotoğraf makinası almamla başladı. Gerek iş konusunda gerek sosyal medya konusunda beni geliştiren şey tamamen o oldu. Diğeriyse hemşire olarak atanmam. Taze memurum yani. Hayatım tamamen değişti.

Gelecek planlarım arasında akademisyenlik ya da medya üzerinden iş yapmak var. Buna henüz karar veremedim. İkisi için de çabalıyorum. Hangisi ileriye dönük daha sıcak gelirse, onu tercih edeceğim.

Instagram olmasaydı, var olan hesapları düşünürsek, Twitter’dan devam ederdim.

İlber Oltaylı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? kitabı benim bazı şeyleri farkına varmamı sağladı. ‘’Herkes kendi talihinin mimarıdır.’’ diyerek hayatımı şekillendiriyorum.

Tam bir Marvel hayranıyım. Muhtemelen Marvel’in herhangi filminde olmak beni mutlu ederdi.

Çok yaramaz ve dikbaşlı bir çocuktum. Hala o özelliğim maalesef, devam ediyor. İstemediğim bir durum olduğunda kıyameti koparıyormuşum. Mesela bakkaldan bir şey istedim ve almadılar mı, eyvah ki ne eyvah. Beni bakkaldan çıkarmak mümkün değilmiş. sağa sola tutunup bırakmıyormuşum ve tabi en güzel  anılarım ise köyde geçenler. Anneannem ile dedem köyde yaşıyor. Haliyle teyzemler de bekarken köydeydi. Yaşlarımız yakındır. Teyze diyorum ama aramızda 6-10 yaş var . Onlarla birlikte çok eğlenceli anılarım oldu . Sabahlara kadar oyunlar oynayıp, sohbet ederdik. Bazen durup balkondan yıldızları izlerdik. Anlattıkça çok özlediğimi farkettim.

İsterdim sanırım. Hatta şimdiden çocuğumun fotoğraflarını çektiğimi falan hayal ediyorum. Gelecek artık medyada.

Tabiki herkes olamaz. Sorumluluk ve soğukkanlılık gerektiren bir meslek. Örneğin,  ölüm anında sakin kalıp  müdahale etmeniz gerekiyor.  Panikleyen biri bu mesleği yapamaz. Hemşirelik dikkat gerektiren bir meslek tamamen özverili çalışacak, dikkati dağılmayan, kendi düşüncelerini işe katmayan, bilgi ve pratiklik sahibi kişiler lazım. Düşünsenize dalgınlıktan ilacı yanlış yapıyor, ben düşünmek bile istemiyorum, ki bu en basit örnek.

Kesinlikle telefona bağımlı olmak. Hesabınız büyüdükçe telefonla geçirdiğiniz zaman da artıyor. Bu bazen olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Henüz etmiyorum, desem daha doğru olur. Ufak tefek getirisi var. Şimdilik bolca ürün geliyor diyelim.

Kesinlikle taşıyorum. Tam bir aslan kadınıyım. Lider ruhlu, girişimci, mükemmelliyetçi, aşırı gururlu,özgürlüğüne düşkün, dikbaşlı… En baskın özelliklerim bunlar.  Görünenin aksine, sıcakkanlı biriyim. Yalandan asla hoşlanmam. Aslan burcunun pratik zekasını da taşıyorum ve son olarak istediğim şey için sonuna kadar çabalarım.

Hayatımda önemli yere sahip olan 3 şarkıyı söylemek istiyorum. Aslında şarkılardan bağımsız bazı anlarımda, bu şarkıları dinlemek beni o sahnelere götürüyor.

Bir çok ilginç olaya şahit oldum aslında. Ama en unutamadığım 11. Sınıf hemşirelik stajımın   daha 3. Ayı , 16-17 yaşında bir çocuğum. Tansiyon ölçmeye gittiğim bir hastamın ex olduğunu farkettim. 3 kere ölçmeye çalıştım baktım olmuyor , nabzı duyamıyorum. Hastanın başında serum gidiyor. Yakınları başında. Başta konduramadım. Daha sonra yakını rahat bir şekilde ‘öldü o öldü’ deyince korkuyla hemşirelerin yanın  gidip durumu bildirdim. Hasta yakınları biz gelene kadar meğer imamı çağırmış. Doktorların müdahale etmesine izin vermeden bırakın imam işini yapsın diyerek bizi çıkarmaya çalışmışlardı. Çok ilginçti gerçekten.

Zaman planlamasını asla yapamıyorum. Genelde gideceğim yere geç kalırım . Daha dakik olmak isterdim.

2 defa skolyoz ameliyatı oldum. Bu durumu sosyal medyada pek paylaşmadım. 

İlk teşhis  11-12 yaşındayken  konuldu. 14 yaşına kadar aralıklı kontrollere gittim. 15 derece ile başlayıp, 45 dereceye kadar yükselince, artık ameliyat olmam gerektiği söylendi. 14 yaşında ilk ameliyatımı oldum. 8 saat süren zor ve uzun bir ameliyattı. Ameliyat sonrası bir gün yoğun bakımda kalıp, daha sonra servise çıkarıldım. İlk 1 ay yatağa bağımlı kaldım. Daha sonra kontrollü bir şekilde mobilizasyonum sağlandı. 3 ay devamlı korse kullandım. Tabi ameliyat sonrası epey zor oldu benim için. Omurgamda ki vidalarla yaşamam gerekti. Hareketlerim kısıtlanmıştı. 1-2 sene tam eğilemedim. Çantamı dahi taşıyamadım. Aradan 4 sene geçince, bir anda sırt ağrım artmaya başladı. Çok hızlı kilo verdim. Yemek yiyememeye, hareket edememeye başladım. 2 gün içinde sırtımda şişlikler belirmeye başladı. Doktora gittiğimde ise vidaların apse yaptığını ve vücudumun vidayı kabul etmediğini öğrendim. Bu durum ilk defa karşılaşılan bir durummuş. Normalde ameliyat sonrası en geç bi kaç ayda görülebilirken, bende bu durum 4 sene sonra ortaya çıktı. Vücudumda ağır bir enfeksiyon oluşmuş. Acilen 2 gün içinde ameliyata alındım. Ameliyata sadece vida değişikliği için girmiştim. O vidalar çıkarılıp yerine yenileri takılacaktı ki, tamamen çıkarılmasını tekrar eğilme riskinden dolayı asla istemiyordum. 2. Ameliyatımı 8 saat sürecek diye tahmin ederek oldum. Fakat 2 saat sürdü. Tabi böyle olunca, vidaların tamamen çıkarıldığını anladım. Bu durum beni aşırı üzdü. İlk zamanlar kabullenmek istemedim. Ama sonradan iyiki vidalar çıkarılmış diyorum. Eski halime göre aşırı bir fark oldu. Artık daha rahat hareket edebiliyor, bükülebiliyorum. Şuan fiziksel olarak iyiyim. Çok şükür, bir sıkıntım yok . Sporla ilgilendiğim için şekil bozukluğu da olmadı. E biraz sırt ağrısı vs. oluyor ona da alıştık.

Bu konudaki ailelere tavsiyem sık sık omurga kontrolü yapsınlar çocuklarına. Bu hastalıkta erken teşhis çok önemli.

İkinci ameliyatım acil olduğu için hiç beklenmedik bir anda oldu. 12. Sınıfa yeni başlamıştım. 45 gün okula gidemedim ve pat diye sınavlarla birlikte başladım. Dersler hakkında hiç bir fikrim yoktu. Bir yandan da üniversite sınavına hazırlanmam gerekiyordu. Tüm 12. Sınıflar, 1 aylık YGS çalışma izni alırken, sadece o izin bana verilmemişti. Çünkü tüm rapor hakkımı ameliyatımda kullanmıştım. 12 sınıfın, 3 günü staj, 2 günü okul şeklindeydi. Okulda bir şekilde YGS’ye çalışabiliyordum. Fakat stajlar, tam bir felaketti. Başımdaki hemşireler asla kitap açtırmıyorlar ve devamlı bir iş söylüyorlardı. Üniversiteden tamamen umudumu kesmiştim. Kazanabileceğimi düşünmüyordum. Bir gün okulda ders çalışırken bunalıp, müdürün yanına gittim. Sınava son bir hafta kalmıştı. Bari bir gün eve gidip çalışayım diye. Milli Eğitimden izin çıkmadı ve çok sevdiğim bir hocamla, baş başa kalıp ona içimdekileri anlattım. Kazanamayacağımı söyledim ve o bana ‘’Gör bak sen kazanacaksın’’ dedi ve o an sarılıp ağladık. O da ben de. Ve ben o sınavı tek seferde kazandım. Liseden de okul ikinciliğiyle mezun oldum. O seneyi hiç unutmam. Özellikle öğretmenimin söylediği o lafı. Hala iletişimimiz devam ediyor ve kendisini çok seviyorum.

Tek diyebileceğim asla pes etmesinler. Hayat bir şekilde engeller çıkarıyor. Emin olun bu engelleri aşıp başardığınızı gördükçe daha güçlü biri oluyorsunuz.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0
Aykut Yavuz kimdir? Yakışıklı Fenomen hakkında bilinmeyenler

Aykut Yavuz kimdir? Yakışıklı Fenomen hakkında bilinmeyenler

Atakan Ergin kimdir? Sempatik fenomen hakkında bilinmeyenler

Atakan Ergin kimdir? Sempatik fenomen hakkında bilinmeyenler