Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ikinci çeyrek büyümesine ilişkin verileri değerlendirdi. Başkan Hacısüleyman, ekonominin son 4 yıldır büyümeye devam ettiğini ve son dönemde yaşanan yavaşlamaya rağmen birçok ülkeden daha hızlı büyüme kaydedilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Hacısüleyman, “Beklendiği gibi büyüme hızı yavaşlamaya başladı, tüketim harcamalarındaki yavaşlamayı olumlu buluyoruz, ancak üretim tarafında diğer ana sektörlerde kayıp yaşanmazken, sanayi sektörünün küçülmesi makroekonomik istikrar açısından soru işareti olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
DEZENFLASYON PROGRAMININ DOĞAL SONUCU
Ekonominin, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2.5, ilk çeyrekte ise 5.3 oranında büyüdüğünü ve buna bağlı olarak büyüme hızında dikkat çeken bir yavaşlama yaşandığını belirten Başkan Hacısüleyman, “Yaşanan durum, ekonomi yönetiminin yeni politika karması çerçevesinde uygulanan dezenflasyon programının doğal bir sonucudur. Hatırlanacağı üzere 2022 ve 2023 yıllarında ekonomimiz büyük ölçüde tüketim harcamalarındaki anormal artış vesilesi ile büyüme kaydetmişti. Faizlerin enflasyonun çok çok altında belirlendiği bir ekonomide tüketimde ortaya çıkan bu hızlı artış, TL’deki değer kaybı ile birleşince ödemeler dengesi ile finansman ayağında, ayrıca döviz rezervlerimizde ve enflasyonda kalıcı hasarlar bırakmıştı” diye konuştu.
SON 1 YILDIR HASARLARIN TELAFİ EDİLDİĞİ BİR SÜREÇTEYİZ
Dezenflasyon programının başarısını ülke ekonomisi için seçenek değil zorunluluk olarak gördüklerini ifade eden Başkan Yusuf Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bir yıldır kademeli olarak hasarların telafi edildiği bir süreçten geçiyoruz. İkinci çeyrekte etkilerini daha net gördüğümüz bir dönemden geçtik. Üçüncü çeyrekte de benzer sonuçlar göreceğiz; dolayısıyla yaşanan gelişmeler bizim için sürpriz değildir. Büyümenin yavaşlamasından memnunuz ancak önemli olanın hızlı büyüme değil, istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme olduğunun farkındayız. Öte yandan, büyüme verilerinde sanayi sektörünün küçülmesi iş dünyasını rahatsız eden önemli bir ayrıntıdır.
İlk çeyrekte yüzde 3.8 büyüyen hizmetler sektörü, ikinci çeyrekte yüzde 2.9; ilk çeyrekte yüzde 11 büyüyen inşaat sektörü ise ikinci çeyrekte yüzde 6.5 büyüme kaydetmiştir. Yine ilk çeyrekte yüzde 4.9 büyüyen tarım sektörü, ikinci çeyrekte yüzde 3.7 büyümeye devam etmiştir. Sanayi sektörü ise ilk çeyrekte yüzde 4.2 büyürken, ikinci çeyrekte yüzde 1.8 küçülmüştür. Sanayide yaşanan ivme kaybı, sanayi üretim endeksi ve PMİ verilerinde kendini göstermektedir. Sanayi ve tarım ekonomimizin kalbidir; bu nedenle yaşanan küçülme, ekonomi yönetimimiz için bir alarm göstergesi olmalıdır.”
SANAYİ OLMADAN KALICI BÜYÜME SÖZ KONUSU OLAMAZ
Sanayinin küçülmesiyle beraber yatırımların da azaldığını gösteren verilere dikkat çeken Başkan Hacısüleyman, “ Sanayi olmadan kalıcı bir büyüme, ihracat ve istihdam artışı mümkün olamaz. Sanayi sektörü işletmelerinin ayakta kalmasını sağlamak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Son veriler, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 9.3 artan yatırım harcamalarının, ikinci çeyrekte yüzde 0.5 büyüdüğünü; ancak bu büyümenin büyük oranda inşaat yatırımlarından kaynaklandığını, makine teçhizat yatırımlarından gelmediğini göstermektedir.
Bu veriler, sanayinin küçüldüğünü ve buna bağlı olarak sanayi yatırımlarının da azaldığını ortaya koymaktadır. Yatırım ve ihracat için sunulan uygun faizli kredilerin yetersiz kaldığı da açıkça görülmektedir. Maliyetlerin daha da düşürülmesi ve kredi miktarlarının artırılması gerekmektedir ki firmalarımız ayakta kalabilsin” açıklamasında bulundu.
TÜKETİMDE YAVAŞLAMA OLUMLU BİR GELİŞME
İlk çeyrekte yüzde 6.8 büyüyen özel tüketim harcamalarının, ikinci çeyrekte yüzde 1.6’ya düşmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini belirten Hacısüleyman, “2023 yılının ilk çeyreğinde tüketimdeki büyüme yüzde 16 olarak kaydedilmişti. Bu kadar hızlı bir reel tüketim artışı ile hiçbir ülke uzun süre büyümeyi sürdüremez. Şu anda tüketim açısından frene basılmış bir dönemden geçiyoruz. Ekonomide dengelenme sürecinin sonuna yaklaştığımıza inanıyoruz.
Yılın sonuna doğru yönümüzü yeniden yukarı çevirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, özellikle istihdam başta olmak üzere, reel sektör göstergelerinde sorunlar artabilir. Gelecek dönemde başlaması planlanan faiz indirimleriyle birlikte reel sektörün yeniden canlanması ve büyüme rakamlarına pozitif katkı sağlaması, daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme ortamının yaratılması öncelikli beklentilerimiz arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
Comments
Loading…