Av. Berkay Aksoy, yapılan yanlışlara sessiz kalmayacaklarını vurgulayarak, “İnsan hayatının, onurunun ve özgürlüğünün hiçe sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Emparyalizmin Filistinde uyguladığı soykırım, deprem felaketini yaşamış bir iradenin gaspı, öğrenci intiharlarının ve son olarak KYK yurdunda hayattan koparılan bir gencin acısını gördük. Birbirinden bağımsız olarak görülen adaletsizliklerin hepsi esasen aynı damardan beslenmektedir. Popüler siyasetin suni gündemlerinden bir türlü sıra gelmeyen barınma ve adil bir yaşam hakkı, artık gençler için yaşam hakkı ihlaline dönüşmüştür. Aydın KYK yurdunda yaşanan ağır ihmalin ürünü olarak, asansörün düşmesi sonucu Zeren Ertaş adlı öğrencimizin yaşamdan koparılması, kamuoyunun tüm çağrı ve taleplerine rağmen bir türlü çözüm iradesi gösterilemeyen kronik problemlerin doğal sonucudur. İnsan yaşamına ve saldırısına yapılan diğer bir saldırı ise, deprem felaketi yaşayan Hatay halkının iradesi gaspının, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen devam ettirilmesidir” dedi.
KİŞİLİK HAKKINA GASP
TİP Milletvekili Can Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyetlerine bulunma hakkına ilişkin Anayasa’nın 67’nci maddesiyle kişi hürriyetine ve güvencesine ilişkin 19’ncu maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. Yine anayasanın 153’ncü maddesi ve 6216 sayılı Kanun 50’nci maddesi gereğince; Anayasa Mahkemesi karaları Yasama, Yürütme ve Yargı organları, idare makamlarını gerçek ve tüzel kişileri bağlamakta olup, derhal uygulanmalıdır. Öğrencilerin barınma hakkı, geleceği ve yaşamı için hareket etmeyen siyasi iktidar, onların vekili olan Can Atalay’ın tutsaklığının devam ettirilmesinde ayrı bir titizlik göstermektedir. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu ihlal kararlarında, geçmişte yaşanan ve bundan sonraki aşamalarda oluşabilen hukuk dışı yolları da adeta ön görmüş ve kararında; Can Atalay’ın 28. Dönemde milletvekili seçildiğinden, seçilmenin gerçekleşmesi ile yasama dokunulmazlığına tabi olunmaya başladığından, Yargıtay da sürmekte olan yargılamanın durması gerektiğinden bahsetmiş ve yerel mahkemenin derhal tahliye kararının vermesi gerektiğini işaret etmiştir. Ancak bu ihlalin giderilmesine rağmen Hatay halkının vekili olan Can Atalay’ın tahliyesini sağlamayan ve tutsaklığına devam ettiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hürriyeti tehdit suçu işlemiştir. Artık Yürütme, yargının üstünden elini çekmeli, yargı kendi üstündeki her türlü baskıya boyun eğmeye son vermelidir. Tüm bu sebeplerle biz Antalya Adalet için Hukukçular platformu olarak Çağdaş Hukukçular Derneği ve Avukatlar Sendikası üyesi olarak Can Atalay’ın derhal salıverilmemesinin, KYK cinayetinde ihmali olan tüm sorumlulukların yargılanmasının evrensel hukukun gereği ve Anayasal bir zorunluluk olduğunu kamuoyuna bildiririz” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Loading…